ABD'ye ilişkin izlenimlerimi birinci ve ikinci yazılarımda paylaşmaya başlamıştım, bu yazıda ise diğer bir tespitimi paylaşmak istiyorum. Yine yeri geldikçe gözlemlerimi bu başlık altında ilerleyen zamanlarda sizlere aktarmayı planlıyorum.
Bu arada, okuduğunu anlamakta zorlananlar için şunu da belirtmek istiyorum: ABD veya Türkiye'ye ilişkin genellemeler yaptığımda 100 kişinin tamamı bu genellemeye girmiyor. Ancak mesela ABD'de her yüz kişiden 70'i işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorsa, Türkiye'de bunun 10'un altında olduğunu tahmin ediyorum, bu nedenle iki durumu kıyasladığımda bir toplumun diğerinden bu konuda daha iyi olduğunu gözlemlemiş oluyorum.
Gelelim bahsetmek istediğim üçüncü gözlemime: burada insanlar gerçekten de uzmanlığa önem veriyor. Herkes her konunun uzmanı olmaya çalışmıyor, uzman olmadığı konuda bir şey bilmediğinde de gocunmuyor. Toplantılarda insanlar bilgilerini yarıştırıyorlar ve bilgisiz oldukları alanları ünvanlarıyla kapatmaya çalışmıyorlar. Aynı zamanda ünvanlarını karşı tarafın üzerinde bir baskı ve yönetim unsuru olarak da kullanmıyorlar. Bilgili oldukları durumlarda da bunu saklama ihtiyacı hissetmek bir kenara dursun, çatır çatır haklarını arıyorlar. İstisna durumlar ve istisna insanları bu genellemenin dışında tutuyorum.